Hiçbir şey gökyüzü kadar kusursuz değildir. İnsanlar çoğu zaman onları özel kılan şeylerin kusurları olduğunu bilmeden sürerler yaşamlarını.
Onun varlığı, en az yokluğu kadar acıdır.
Ve bu kayıp, Nehir’in adına hayat denilen oyunun sonraki hamlesinde ne yapacağına dair karar vermesini sağlar.
“Yaşamak için bir sebep aramamalısın, sebeplerle yaşanmaz. Eğer illaki bir sebebim olmalı diyorsan, kaderinin nasıl sonlanacağını merak ederek yaşa. Sebebin bu olsun.”
Nehir, her şeye rağmen âşık olduğu Kıvanç’ta, aradığı umudu bulmuştu. Ancak çok geçmeden yine olayların tam orta yerinde kalakaldı. Kaçmayı, kovalamayı, hatta kaçırılmayı öğrenirken, ne çok sevdiğinin farkında bile olmadığı birini kaybetti.
Bazen komik, bazen hüzünlü bir hikâyenin
başkahramanı olan Nehir, nam-ı diğer Solucan,
hem kendine hem de hayata bu sefer şu soruyu sordu:
“Aşk her şeye yeter mi?”