Yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaşan satranç oyunu, zekanın,stratejinin, sabrın ve centilmenliğin ön plana çıktığı bir akıl oyunudur.
Aslında bir bakıma yaşam mücadelesinin tahtaya yansımasıdır. İleriyi görebilme, rakibin düşüncelerini ve hamlelerini sezebilme, zamana karşı yarışabilme gibi yetenekleri gerektiren ve pratik yaparak bu yeteneklerin gelişmesini sağlayan bir oyundur satranç.
Tarih boyunca, büyük komutanlar, ünlü düşünürler, bilim adamları ve yöneticiler satranç oynamışlardır.
Aslında bir bilge oyunudur satranç.
Evrensel kurallara sahip olan satrancın dili dünyanın her yerinde aynıdır.
Kitabımızda da göreceğimiz gibi, satranç öğrenen herkes, aynı notasyonu ve kuralları öğrenecektir. Böylece aynı zamanda ortak bir dil de oluşturulmuş olmaktadır. Alman filozofu Goethe, bu oyunu bir zeka ölçüsü olarak gördüğünü belirtmektedir.
Bir çok matematikçi ve filozofa göre de satranç bir oyundan çok bir bilimdir.
Satranç öğrendikten sonra, oyunu yakınımızdaki arkadaşlarımızla, satranç kulüplerinde veya bilgisayar ortamında (bilgisayara karşı veya başkalarıyla) oynayabiliriz.
Bu kitap satranç bilmeyenler göz önüne alınarak hazırlandığı için temel kuralları anlatıldıktan sonra, kısaca oyunlardan bahsedilmekte ve açıklamalar yapılmaktadır.
Satrancı ilerletmek için değişik rakiplerle bol bol egzersiz yapmak ve ustaların oyunlarını anlamaya çalışmak gerekir.
Ustaların oyunlarını anlatan da bir çok kitap vardır.
Özet
Evrensel kurallara sahip olan satrancın dili dünyanın her yerinde aynıdır. Kitabımızda da göreceğimiz gibi, satranç öğrenen her bir kişi, aynı notasyonu ve kuralları öğrenecektir. Böylece aynı zamanda ortak bir dil de oluşturulmuş olmaktadır.
Alman filozofu Goethe, bu oyunu bir zeka ölçüsü olarak gördüğünü belirtmektedir.
Bir çok matematikçi ve filozofa göre de bir oyundan çok bir bilimdir.
Santrancı ilerletmek için değişik rakiplerle bol bol egzersiz yapmak ve ustaların oyunlarını anlamaya çalışmak gerekir.