
“Bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız.
Bize kadınların nefesini genişletecek, o nefesin rüzgârına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım.”
Düğümlere Üfleyen Kadınlar, dünya değişirken büyülü bir yolculuğa çıkan dört muhteşem kadının, düşmenin ve yeniden ayağa kalkmanın hikâyesi…
Ece Temelkuran, Ortadoğu’yu baştan başa kat eden bu yol romanında hayata ve kadınlara taze bir nefes üflüyor.
Kısa Özeti
Kaçyoruz. Saatte 140 kilometre hızla Tunus un güneyine doğru giden beyaz bir arabanın arka koltuğunda, ortadayım.
Solumda sarı peruğu başından kaymış, taş kesmiş esmer bir kadın, öteki tarafımda bacağını durmadan sektiren, kel başını beyaz bir baş örtüsüyle saklayan başka bir kadın.
Arabayı sol gözü olmayan ihtiyar bir adam sürüyor.
Ön koltuktaki beyaz saçlı eflatun ipekler giymiş yaşlı kadın ise son derece rahat, pencereyi a;ıp yüzünü rüzgara veriyor. Kel kadın, Nereye gidiyoruz?» diye soruyor.
Yaşlı Güneye diyor. Kel kadın kızgın, ısrar ediyor: Ne kadar güneye? Yaşlı kadın cevap veriyor: Epey!
Oysa ben biraz önce İstanbul a gidiyordum. Şimdi ise hayatımın en muhteşem ve en korkunç yolculuğuna çıkıyorum.
Hikayenin nasıl başladığını hatırlıyorum ve bugün bile inanamıyorum.