“Karşılaştığım tüm erkekler ya evli, ya gey, ya çılgın ya da sıkıcı.” Eğer bu size tanıdık geliyorsa, muhtemelen akıllı, başarılı ve hâlâ Bay Doğru’yu arayan birisiniz; ama hep yanlış yerlerde.
Kendinizle hesaplaşmanızı sağlayarak sizi harekete geçirecek bu kitap, aşkı kaybetmenize neden olan tutumlarınızla ve önyargılarınızla nasıl başa çıkmanız gerektiğini ve onları nasıl değiştireceğinizi gösteriyor.
Aşk ve özlem arasındaki farkı öğreneceksiniz. Bir adamın size kur yapmayı bırakmasının neden iyi bir işaret olduğunu, bir erkeğe bağlılık sözü verdirmenin en iyi yolunu ve en önemlisi, siz istediğiniz sürece devam edecek tatmin edici, mutlu ve güzel bir ilişki kurmak için aklınızı kullanmayı ve nereden başlamanız gerektiğini öğreneceksiniz.
Bu kitap kadın ve erkekler arasındaki sorunları ele alıyor, olmaları gerektiği gibi değil, oldukları gibi..
Önsöz
Kim olduğumuzu ve akıllı kadınlara , erkeklerle olan ilişkileri hakkında neler söyleyebileceğimizi herhalde merak ediyorsunuzdur. Biz, bundan on altı yıl önce Los Angeles Cedars Sinai Tıp Merkezi’nde, doktora sonrası eğitimimiz sırasında başlayan bireysel psikoterapi çalışmalarını sürdüren kilinik psikologlarıyız.
Geleneksel psikoanalitik yöntem ve teorilerle eğitildiğimiz halde, insanın ikilemlerini ve sorunlarını anlayıp irdelemek için, yeni yollar geliştirmek gereksinimi duyduk.
Bu amaçla Beverly Hills’te , boşanma durumundaki ailelerin sorunlarını, insan cinselliğini ve erkek – kadın ilişkilerini ele aldığımız bir klinik kurduk. Her ne kadar bu bizim ilk kitabımızsa da, psikolojik bilginin yayılmasıyla uzun süredir ilgileniyoruz.
Bireysel psikoterapide bir kişi ile çalışmanın en güzel ve gerçek ödüllerinden biri, hasta ile doktor arasında kurulan zengin ve yoğun ilişkidir. Ancak, bireysel çalışmanın hayal kırıklıklarından biri de, tüm bir yaşam boyunca bir kaç insandan fazlasına ulaşabilmenin imkansızlığıdır. Bu kitap bize, sorunlu ilişkiler yaşamış kadınların mücadele ve zaferlerini, daha çok sayıda insanla paylaşma olanağını sağlıyor.
İki cins arasındaki gerilim, son yıllarda hepimizi fazlasıyla etkilemektedir. Bunun ciddi sorunlardan kaynaklandığının, yeni duygular ve duyarlık düzeyleri yarattığının farkındayız.
Bu geçiş döneminde hepimiz müşterek doyum sağlayan aşk ilişkilerini yaratmak ve sürdürmek için yeni yollar bulmaya çabalıyoruz.
İşte bu kitabı gerçekten “bu ortak duyguyu” geliştirip güzelleştirmek için yazıyoruz.