Osmanlı’nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken,

Kulin ailesi Bosna’dan İstanbul’a göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu.

Sabahat ile Aram’ın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti.

Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare, Muhittin ve herkes için…

Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut ‘Hayat Akan Bir Sudur’da Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, bu kez de Cumhuriyetin yeni kurulmakta olduğu sancılı yıllarda tanıklık ediyor. Akıp gitmekte olan günlük hayat derinden değişmekte, bu değişim aşklara, dostluklara, aile ilişkilerine, her şeye yansımaktadır.

Özet

Cumhuriyet döneminde yazar Ayşe Kulin’in hayatını anlatıyor. daha doğrusu ailesini anlatıyor. Yazarın doğduğu dönem kitabın bitiş kısmına denk geliyor. Bosna’nın işgalinden sonra İstanbul’a göç eden ailesinin batıya ayak uydurmaya çalışması, eski değerler ve acılı bir yaşamının kesitini sunmaya çalışmış yazar romanında. Kitabın Okuyucuya o dönemin duygusunu ve şartlarını, örneklemelerini ve anlaşılabilir diliyle başarılı bir eser olmuş.

Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor.”

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasındaki savaşları, sürgünleri, ayrılıkları; Türk’ü, Ermeni’si, Çerkez’i ve tüm etnik kökenleriyle, değerleriyle hiç bitmeyen “umut”a sarılan insanlarını anlatan en güzel cümle bu olsa gerek.

Farklı dünya görüşleri barındırıp ortak bir değerde birleşen aileler ve hepsinin tek gayesi: Vatan…

Gurbetten, sürgünden, ayrılıklardan o bekleyen ve beklenen kişilere yazılan onlarca mektup, sonu gelmeyen mektup aşkları… Yarım kalan sevdalar, ayrılıklar, sırasız gelen ölümler ve yepyeni bir ülkenin bitmek tükenmek bilmeyen yorgunlukları…

“Hayat akan bir su” idi kitaptaki her bir kahraman için. Yaşanan olayların, başlarına gelen hadiselerin önünü ardını kesemeyen her kahraman suyun akışına bırakıyordu kendini. Beklenmedik kavuşmalar, hesapta olmayan gidişler, sancılı ruhlardan hiç eksilmeyen umutlar bu akışın birer parçalarıydılar şüphesiz…

Bir yandan Osmanlı kültürüne hala sıkı sıkı sarılan eski toprağın insanları, diğer yandan cumhuriyete kendini adayan yeni kuşağın insanları ve aralarındaki bitmeyen anlaşmazlığa rağmen orta yolu bulan onca insanın sesi, bu kitap.

Ayşe Kulin, bir kez daha okurlarına ellerinden bırakamayacakları, okuyup bitirdikten sonra anılarına katacakları bir armağan sunuyor.