3.689 Kişi Tarafından Görüldü
Gerçek BA Paris tarzındaki The Prisoner “Mahkum” sürükleyici bir hayatta kalma hikayesi, çarpık bir aşk hikayesi ve karanlık kalbinde sizi bütün gece ayakta tutacak bir gerilim romanı.
Özet
SONRA
Amelie, Paris’te çocukken anne ve babasını kaybetmekten Londra’da tek başına yaşamaya kadar her zaman hayatta kalan biri olmuştur. Kendine bir hayat kurarken, kendini gösterişli bir yaşam tarzına kaptırır ve yakışıklı milyarder Ned Hawthorne ile evlenir.
ŞİMDİ
Amelie, nerede olduğunu bilmeden zifiri karanlık bir odada uyanır.
Neden götürüldü?
Onu kaçıran gizemli kişiler kimler?
Peki neden hapsedilmişken, kocası Ned’in yanında hissetmeye başladığından daha güvende hissediyor?
Kitap’dan Alıntı
Ağzımdan kopacak çığlığı susturacak kalın, yapışkan bir bant kapatılmadan bir milisaniye önce burnumun altındaki havanın değiştiğini hissediyorum. Gözlerim aniden açılıyor. Karanlık bir siluet yatağımın üzerine eğiliyor.
——–
Adrenalin yükseliyor. çekiyor! Bıçağı tut! Kolumu yastığa doğru çevirdim ama bir el bileğimi sabit tuttu. Yataktan sıyrılıp tekme atıyorum. Ama ayaklarım boşa gidiyor.
——
Odaklanmaya çalışıyorum ama başım dönüyor. Neden uykuya daldım? Bunu beklemiyordum.
——-
Kollarım arkadan çekilmiş, bileklerim birbirine bağlı. Dönmeye çalışıyorum ama başımın üzerine sert ve sıkı bir şey, bir çeşit başlık çekilmiş. Panik içimde orman yangını gibi yayılıyor. Yapma. Sakin ol, Amelie. Bunun ne olduğunu biliyor musun.
——
Beni odadan sürüklüyor, ayaklarım birbirine dolanıyor, tökezliyorum, beni dikleştiriyor. Kaputun altında kafam, kalp atışlarımın çılgın nabzıyla dolu. Korkuyla savaşıyorum. Onu alt edebilirim; Ben bunu daha önce de yapmıştım.
——-
Ayaklarımın altındaki yumuşak halı yerini sahanlığın soğuk, cilalı zeminine bırakıyor. Ayak parmaklarım halı kaplı yolluğun kenarına çarpıyor, zihnimde onun karmaşık yeşil ve kırmızı yaprak ve hayvan desenlerini görüyorum. Banttaki yapıştırıcının kimyasal kokusunu içime çekiyorum ve öksürük ile boğulma karışımı boğazımı yakıyor. Bir nefes alıyorum ve kapüşondaki malzeme burun deliklerime giriyor. Beni nereye götürüyor?
——
Omuzlarımdaki tutuş biraz sıkılaşıyor, hafif bir geri çekilme oluyor. İçgüdülerim bana merdivenlerin tepesinde olduğumuzu söylüyor ve düşmekten korktuğum için tereddüt ediyorum. İlerlediğimde ilk adımı buluyorum ve ayak tabanlarım salonun soğuk kareli fayanslarına değene kadar aşağı doğru ilerliyorum. Koridorda sola doğru ilerliyoruz, düzensiz nefes alışlarım ürkütücü sessizlikte güçleniyor. Nereye gittiğimizi biliyorum. Beni garajın olduğu bodrum katına götürüyor.
—–