
‘‘Benden anne olma şansını alamazsın! Sen de konakta bir çocuğun sesinin duyulmasını istemez misin?’’ Genç kadının sesi ağlamaklı çıkmaya başlamıştı. Cüneyt onun ağlamasına daha çok öfkelenerek sesini yükseltti.
‘‘İstemiyorum… Neden anlamıyorsun? Senden bir bebek istemiyorum!’’
Songül kulaklarına yankılanan sözlerle kanının donduğunu hissetti. Kalbinin içinde cam kırıkları etrafa saçılırken bir adım geri atmıştı. Cüneyt söylediği sözleri fark ettiğinde ona doğru hamle yapmak istese de genç kadın hızla arkasını dönerek oradan uzaklaşmıştı. Arkasında pişmanlıkla perişan olan adamın yıkımını görmeden…
Bir adam hayatta ki en değerli varlığını korumak için baba olma hayalinden vazgeçebiliyor…
Bir kadın kocası ve hayatını kaybetme ihtimaline rağmen anne olma isteğinden asla vazgeçmiyor.
Adam karısı olmadan asla derken, kadın anne olmadan asla diyebilecek mi?
Özet
Cüneyt ve Songül çocukluktan birbirine sevdalı, lise zamanında nişanlanmış aşık iki yürek.
Birbirlerini bu kadar severken, tabi ki aralarında bir sürü sorun, engel olaylar oldu ama onlar asla vazgeçmedi.
Sevdalarına, birbirlerine sıkıca sarıldılar.
Zorda olsa evlenen Songül ile Cüneyt’in hayatında her şey güzel giderken, Songül’ün yaptığı düşük ile işler değişir.
Üstelik Songül hamile olduğunu bilmiyordur ve tekrar bir hamilelik süreci onun için zor olacaktır.
Cüneyt karısını kaybetmek istemediği için bebek fikrine sıcak bakmaz.
Songül ise ne olursa olsun bir bebek istemektedir.
Kararından vazgeçen kim oldu?
Ya da birbirlerinden mi vazgeçtiler?
Ya da daha mı güçlendiler