Meftun (Hercai 2) - Sümeyye Koç - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Meftun (Hercai 2) – Sümeyye Koç

Meftun (Hercai 2) – Sümeyye Koç

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: Nisan 2018
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkçe
Sayfa: 400
Yazar: Sümeyye Koç

20.389 Kişi Tarafından Görüldü

Sümeyye Koç’tan

Meftun (Hercai 2): Yıkık dökük bir mazinin ortada bıraktığı yaralı bir adamla en az kendisi kadar yaralı olan bir kadının paramparça sevda hikâyesi bu. Hayallerini asmış bir kadının, yeniden düşlere tutunuş hikâyesi bu. Hercai bir adamın, meftuna dönüş hikâyesi…

Ne bir veda sözcüğü ne de haklı bir isyan. Hiçbir şey, onu sevmemeye yemin ettiği adamın karşısında güçlü tutamamıştı. Dudaklardan dökülen her serzeniş karşısında ördüğü duvarları biraz daha yıksa da, onu bir daha affetmeyeceğine dair büyük bir yemini vardı.

Asla boyun eğmeyecekti, ihanetini unutmayacak, o adamı yeniden sevmeyecekti. Olmamıştı… Yeminlerini bozduran, karanlık bir gecede ellerinden tutan, onu düşüren adamdan başkası değildi.

GİRİŞ

Gökyüzü bağrına karaları çalarken, sessiz veryansınların, duyulmayan çığlıkların, dillere pelesenk olmuş içli yakarışların yankıları bir mezar gibi gömülüyordu topraklara. Hafifçe atıştıran kar taneleri masumiyetleriyle semadan salınırken, yeryüzüne düştükleri an kirleneceklerinden habersizlerdi.

Kurumuş ağaç dalları soğuk fırtınanın etkisiyle sarsıntıya uğrarken gökyüzü şiddetli ama İstanbul sokakları fazla dingindi. Sanki o an, tüm dünya sessizdi. Gönlündeki pervasız yangının sönmesini, sinesine katre katre yağan acıların yitip gitmesini, dermansız kollarına sevdiği kadının kokusunun sinmesini bekleyen yaralı bir adam vardı, gözkapaklarına çöreklenen siyahlığın ardında.

O adam, Miran’dan başkası değildi. Oldukça karanlık ve bir hayli sessiz, bir o kadar da karmaşık bir dehlizde sıkışıp kalmıştı güçsüz bedeni. Kıpırdayamıyordu. Baktığı, gördüğü, duyduğu her şey derin bir karanlığın sarmaladığı boşluktan ibaretti.

Her bir uzvu yara bere içinde kalmışçasına acıyordu. Dili tutuk, kelimeleri zemheri bir yokluğa hapsolmuştu. Dudakları ona ihanet etmeyi seçmişti, sessizlerdi. Şimdi nasıl fısıldayacaktı onsuzluğu, acıdan parçalanmış tarafları? Çaresizdi. Hiç olmadığı kadar. Hiç olamayacağı kadar.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.