Dünya okurlarınca “geleceğe kalacak elli yazar” arasında sayılan Aslı Erdoğan’ın Türkiye’de olduğu kadar Avrupa’da da ses getirmiş kitabı: Kırmızı Pelerinli Kent. Bir kentin karanlık sokaklarında, kuytu köşelerinde kendi izini süren bir yalnızlık öyküsü.
Rio şehrinin illegal işlerini, tehlikeli sokaklarını, girilip de çıkılamayan köhne darlıklarını, insanların her öğün yemek yer gibi uyuşturucuya bağımlılıklarını, Suçla yoğrulmuş bir halk, suça boğulmuş insanlar, suç aleti bir kent ve normalleşmiş yaşantıları. Onların arasına karışınca suçlu olmuyorsunuz çünkü bu onların normalleri. “Karanlıkta herkes kördür.”
Brezilya’nın efsane kenti Rio’yu anlatıyor Kırmızı Pelerinli Kent. İki yılını bu kentin üniversitesinde öğretim görevlisi olarak geçiren yazar, Rio’nun gizlerine de erebilmeyi başarmış.
Uzak diyarların egzotizmiyle bir yabancı gözüyle ilgilenmiyor yazar. Tersine dünyanın öte ucundaki bir toplumu, kültürü ve coğrafyayı kendi kalem dünyasının gereci yapmış.
Bu dünya kendine özgü dili, davranış biçimleri, içkileri, doğası vb. özellikleriyle bütün kitaba yayılıyor.
Kimi zaman edebiyat yapıtları için bir toplumun aynasıdır derler ya, Kırmızı Pelerinli Kent, bir Latin Amerika toplumunu bir Türk yazarının kaleminden tanımak gibi ilginç bir serüvenle karşı karşıya bırakıyor okurları.
SEN ölümümdün
Seni tutabildim,
Her Şeyi yitirirken.
Paul Celan