Hür iradenin kadınların yaşam tarzı olmasına ve özgürlüğün her iki cinste eşit olarak paylaşılması gerektiğine inanıyorlardı.

 

Ancak 1800’lü yıllarda kadın olmak, hele hele de zekanın getirisiyle asi olmak, bir suç teşkil etmekteydi.

 

Birbirine taban tabana zıt iki kız kardeş, aynı doğrultular farkları bakış açılarının ışığına çekilirse, duyguları denk ancak düşünceleri apayrı insanların himayesine sürgün edilirse…

 

Birbirinin düşüncesinden bağımsız hareket ederken, onları nefessiz bırakmak için her yolu deneyen düşmanlarını bertaraf edebilecekler mi?

 

 

Özet

 

Ada ve Nehir çağının çok ötesinde yetişmiş, her ne kadar ikiz olsalar da birbirlerinden gece ile gündüz kadar ayrı iki kız kardeş…

 

Abdullah Bey, dönemin şartlarına uymayıp, kızlarının eğitimine ve fikirlerine değer veren, yaşı geldi diyip, daha on dördünde kızlarını evlendirmeyen, tüm toplum baskısına baş kaldıran bir baba. Bence ikizlerin de en büyük şansı babaları.

 

Ada, ailenin uçarı, yaramaz ve asi çocuğu.

 

Ama her rüyanın bir sonu vardır değil mi?

 

Üstelik bu sefer kuzeni Çakır’da Ada’ya talip olur.

 

Ve kaçma kovalamaca başlar.