Dünya bizim için gurbettir. Biz bu gurbete bile isteye gelmedik. Rabbimiz bizi bu gurbet diyârına, âhiret yurdumuza hazırlanalım diye gönderdi.

 

Bu gerçeği bize önce Peygamber Efendimiz, sonra da onun mirasçısı olan âlimlerimiz hep hatırlattılar. Kendilerini din kardeşlerine karşı sorumlu hissettiklerinden, onlara dinlerini öğretmek için çeşitli eserler verdiler.

 

Âlimlerimiz, din kardeşlerini hem eserleriyle, hem de câmilerdeki sohbetleriyle diri tutmaya gayret ettiler. Halkımız da onların bu eserleri sâyesinde dinlerini daha bir coşkuyla yaşadılar.

 

Bendeniz işte bu düşünceyle, bir zamanlar âlimlerimizin Müslümanlara dinlerini öğretmek için yazdığı birçok kitabı gözden geçirdim. Sonra da günümüzün dert ve ihtiyaçlarını tesbit etmeye çalıştım.

 

Dinimizi yaşatmak, Müslüman halkımıza sahip çıkmak ve onları yetiştirmekle mümkündür.

 

Kitap’dan Alıntı

 

• Eşler birbiriyle konuşup sohbet etmeli; biri üzgünse diğeri bunun sebebini sorup öğrenmeye çalışmalı ve bu sırada son derece şefkatli olmalıdır.

 

• Eşlerden biri öfkeli iken diğeri sakin olmalıdır.

 

• Eşine hep anlayışlı davranmalıdır.

 

• Eşini coşkulu gördüğünde onu kucaklayıp öpmeli ve onun bu halinden duyduğu mutluluğu dile getirmelidir.

 

• Șunu unutmamalıdır ki, hayat gibi evlilik de her zaman günlük güneşlik değildir.

 

• Eşlerin tartışması normaldir; ama asla gergin ve öfkeli ortamlarda tartışmamalıdır.

 

• Tartışırken ses tonuna dikkat etmeli, birbirine sesini yükseltmemelidir.

 

• Önemli konularda aynı fikirde olmaya çalışmalıdır, önemsiz konularda farklı düşünmenin normal olduğunu kabul edilmelidir.

 

• Tartışmalardan sonra eşinden mutlaka af dilemelidir.

 

• Eşler birbirinin huyuna, görüşüne saygı gösterip tahammül etmelidir.

 

• Sofrada kesinlikle tartışmamalıdır.

 

• Eşler, herkesin içinde, birbirini eleştirmemelidir.

 

• İş hayatında olup biteni eve taşımamalıdır