Muhalifler üçlemesinin heyecanı ikinci kitapta tüm hızıyla sürüyor..

 

Zaman daralıyor.

 

Ama birbirlerinin en kötü kabusu da olabilirler.

 

Nova her adımda yol ayrımına biraz daha yaklaşıyor ve ikiye bölünen hayatı giderek karmaşıklaşıyor.

 

O, bir tarafıyla Uykusuz. Her geçen gün Muhaliflerin güvenini kazanan, Adrian ve ekibiyle birlikte Gatlon şehrindeki zayıfları korumak, düzeni sağlamak için savaşan bir dahi.

 

Diğer tarafı ise Kabus; Muhalifleri yok etmeye kararlı bir Anarşist. En çok ihtiyaç duyduğu anda onu yapayalnız bırakan, ailesinin ölümüne göz yuman sözde kahramanlardan alacağı intikamın hayallerini kuruyor.

 

Ama o en çok da Nova. Birbirine zıt roller arasına sıkışmış; baş düşmanlarının oğluna, Adrian’a duyduğu hisler yüzünden ne yapacağını bilemeyen bir kahraman.

 

“Kaçacakları aracı tespit ettim,” dedi Nova, elindeki dürbünle sessiz sokakları gözetlerken.

“Hani?” diye sordu Adrian ona doğru eğilerek.

“Nereden anladın?”

“Şu köşedeki minibüs.”

 

Muhalifler üçlemesinin ikinci kitabı Düşmanlar’da sınırlar belirsizleşiyor, iyilikle kötülük arasındaki çizgi bulanıklaşıyor. Gizli silahlar, suçlular, sırlar ve ikiye bölünmüş karakterler arasında, karşı konulmaz duygular filizleniyor.