
“Öyle işte. Hâlâ biraz soğuk geliyor ama battıkça alışıyorum. Kendimi boşa aldım bayırdan aşağı koşuyorum. Düşüyorum gibi görünüyor olabilir ama bakma aslında uçuyorum. Söylediklerimin hepsini unut, sanki ben biliyorum da mı yaşıyorum Osman?”
“Ayrılmalıyız! Barışalım mı? Senin canın sağ olsun. Hiç bilmiyorum. Ben artık istemiyorum. Yuvarlanıp gidiyorum. Senden ayrılmaktan bıktım. Düelloya müelloya gitmiyorum. Aman ne bileyim. Oturdum, geçmesini bekliyorum Osman.
Aylin Balboa’nın kendine has kaleminden, bir kadının kendi kendini tamir etmesinin hikâyesi.
Özet
Muzip dille yazılmış bir ayrılık hikayesi.
Yazar ayrılıklarının ardından Osman’ına göndermediği 20 mektup yazmış ve yazarkende ayrı ayrı öğütler dersler vermiş. Araya bazen minik bilgilerde sıkıştırmış. Bunları yaparken sanki kendi Osman’ımıza karşı hislerimizi dökmüş gibi hissettiriyor.