Bindokuzellidokuz sonbaharı; Brigitte Brown ve Timothy Rumsfeld, görünüşün her şey olduğu bir toplumda birçok kişinin hayranlığını ve kıskançlığını uyandıran bir çift; pastoral bir aşk yaşıyor gibi görünüyorlar.

 

Uzun yıllar birlikte olduktan sonra Brigitte, en sevdiği hayalini gerçekleştirme zamanının geldiğini hissediyor. Küçüklüğünden beri sevdiği adamla evlenip bir aile kurmak.

 

Timothy; aksine başka şeyler istiyor, onu kaybetmek ve onun yanında yaşam mücadelesi vermek istemese de kendini bu yola adamak için çok erken olduğunu hissediyor.

 

Bu çatışmanın ortasında, önlerindeki engeller zincirinden giderek daha fazla etkilenen ilişkilerini, onları korku ve şüphelerle dolduracak; kurlar yapmalarının temellerini yıkmak.

 

Londra, bu biyolojinin ilk bölümünün gerçekleştiği yerdir; Bu bize aşkın bazen büyüleyici bir rüya, ama aynı zamanda acı verici bir kabus olabileceğini gösterecek.

 

Kitap Hakkında

 

Brigitte’e Timothy’ye duyduğu yoğun ve içten sevgiye rağmen, hayatının on yılını verdiği bir ilişkide hissettiği güvensizlikten ve karşılık bulamamanın hüznünden kaçmaya karar veriyor.

 

Bu hikayede olanlar her insanın başına gelebilir, bazıları hayatları boyunca ruh eşini bulmayı başarır, gerçek ve karşılıklı aşkı bulur, diğerleri ise bu mutluluğa sahip değildir ve etrafta yanlışlıkla istenen kişiyi arayarak zaman geçirir.

 

Bununla birlikte, bizi tamamlayan, bize sevgisini sınırsızca veren gerçek kişinin kim olduğunu anlamamızın bazen uzun zaman aldığını ve bilmeden sevdiğimizi ve onu çok geç tanıyabildiğimizi özetlemem yanlış olmaz sanırım. ..