Her şey yaklaşık bir buçuk sene önce, Ahmet Karabulut’un vasiyetiyle başladı.

 

Yağmur, babasının son isteği üzerine Buğra ile evlenip mutlu bir hayata adım atar. Yaşananlardan sonra, çift ortak bir kararla İzmir’e yerleşmeye karar verir. Genç kadın, kendisini koca şehirde yapayalnız hissederken, en yakın dostu Didem’in İzmir’e gelmesiyle her şey değişir.

 

Didem’in bebek beklediğini öğrenen Yağmur çok sevinir ama yeni evli arkadaşı mutlu değildir ve bu durum en çok bebeğin babası Emir’i çok üzer.

 

Annesiyle babasının iş nedeniyle yurtdışına çıkmasını fırsat bilen Melisa, zamanını sözlüsü Savaş ile geçirmeye karar verir.

 

Evlilik teklifi aldığını babasından sır gibi saklayan genç kızı, kötü bir sürpriz beklemektedir.

 

“Sevgili Günlük,

 

Bugün beni istemeye geldiler. Babam da büyük bir sevinçle beni onlara verdi. Buğra’ya gelirsek şunu söyleyeyim: Ondan nefret ediyorum, gözü paradan ve eğlenceden başka bir şey görmüyor! Bugün beni birlikte yaşayacağımız villaya götürdü. O kadar güzeldi ki. Ama oranın bana cehennem olacağından fazlasıyla eminim.”

 

Özet

 

Yağmur ve Buğra’nın evliliği İzmir’e taşınmalarıyla birlikte eski haraketliliğini kaybetmeye başlamıştır.

 

Yağmur ve çocuklarıyla ilgilenemez bu yüzden Yağmur bunalır ve çok mutsuz ve kimsesiz olduğunu düşünmeye başladığında Emir ve Didemin gelmesiyle  çok sevinir olanları Emire anlatınca Emir Buğra ile konuşup olayların iç yüzünü öğrenince Buğra’ya babasını arayıp yardım istemesini babası olmadan inşaat işinden yüzünün akıyla çıkamayacağını söyler ve Buğra babasıyla konuşup olanları anlatıp yardım isteyince babası onları İstanbul’a geri çağırır.

 

Bu işe en çok sevinen tabiki Yağmur olur ve yeniden onlara İstanbul yolları gözükür.

 

Emir ve Didemi bekleyen sürpriz ne.?

 

Ya Savaş ve Melisa hayalini kurdukları aileyi kurabilecekler mi.?

 

Devamı tabiki kitabımızda gizli