Sonra bin sekiz yüz kalmıştı. Sonra bin altı yüz. Ve sonra hiç kalmadı…

“O sıralarda, yani bundan üç ila beş yüz yıl önce daha iyi başka diyarlar olabileceğini düşünen her aile, her grup, her inanç sahibi ya da her klik yıldız yollarına düştü. Tedirginler, hırslılar, halinden hoşnut olmayanlar, garip kişiler, topluma uyum sağlamayanlar, kıpır kıpır kurtlu kaşarlar ve sadece meraklı turşucular: düzinelerle, yüzlerle, binlerle gürül gürül gittiler.”

Kimsenin kimseye üstünlüğünün ve emir veren ya da alanın da olmadığı bir yaşam formu hayal edin. Bu kısa ve oldukça akıcı romanda; birbirlerine işlerinde yardımcı olmak ve karşıdakini de maharetine göre mecburiyete sokmak kaydıyla yaşamlarını ve arzularını idame eden, lider tek bir şahsın dahi bulunmadığı Gand ülkesi, yaşadığımız düzeni de hafiften taşlayarak anlatılmış.  Bu düzende sizden yapılmasını istenen şeye olmaz diyebiliyor ve kabullenmeye biliyorsunuz  Nitekim bunun kitlesel olarak yapıldığını düşününce bir “Özgürlük Düzeni” oluşturuluyor.

Ve Sonra Hiç Kalmadı Özeti

Bu kitap içinizdeki anarşist ruhu uyandıracak incecik fakat dopdolu bir eser. Hikaye sosyal hiyerarşi ve emir-komuta zincirine sıkı sıkıya bağlı Dünyalı bir uzay gemisinin kendilerine Gandlı diyenlerin oluşturduğu başka bir dünyaya inmesiyle başlıyor.

Bu dünyada kimse kimseden üstün ya da ayrıcalıklı değil, yöneten bir sınıf yok, insanlar aynılıktan nefret ediyorlar, istemedikleri zaman ‘Olmaz!’ diyebiliyorlar ve para yerine mecburiyetleri değiş tokuş ederek yaşamlarını sürdürüyorlar.

Gandhi’nin sivil itaatsizlik kavramına da değinen kitap özgür ve eşitlikçi bir topluma karşılık otoriter ve baskıcı toplumu iğneleyici ve güldürücü bir yolla anlatmış.

Güzel bir bilim kurgu romanı. Bir uzay gemisi dünyaya iniş yapar ancak ilk aşamada hiç bir yerli ile iletişim kuramazlar. Dünyadaki yerliler kendilerine göre bir mantık geliştirmiştir. Para yoktur, onun yerine insanlar birbirlerine mec vermektedir.

Kendilerine göre bir dil ve mantık geliştirmişlerdir. Büyükelçi insanlarla iletişim kurmak ister ve sırayla pek çok asker gönderir. Başarılı olamayınca bisikletli bir çalışan olan Harrison’u gönderir. Onlarla iletişime geçen Harrison mantıklarını anlamaya çalışır.

Uzay gemisi mürettebatında değişim başlamıştır. Ya herkes bu topluluğun içinde asimile olacaktır ya da Büyükelçi yenilgiyi kabul edip gezegeni terk edecektir?

Acaba hangisi olacaktır ve gezegende kimler kalacaktır? Keyifle bir solukta okunan bir roman.

Dünya düzeni üzerine düşünen ve ilgisi olanların bayılacağı türden bir romanın