Bir gün birisi çıkıp size Antik Yunan tanrılarının hâlâ hayatta olduklarını söylese ne yapardınız? Ya ailenizden birinin bu tanrılardan biri olduğunu öğrenseniz? Olağanüstü güçlere sahip olduğunuzun farkına varsanız? Bir de peşinize mitolojik efsanelerdeki canavarlar düşse? Ne yapardınız? Percy’nin yaptığını…
Yunan tanrılarının ve melezlerin dünyası çok büyük bir savaşa hazırlanıyor. Bu savaş her şeyi yakıp yıkacak, geri dönülmesi olanaksız sonuçlar doğuracak bir savaş olabilir! Percy’nin şimdi kendisi gibi güçlü dostlarına ihtiyacı var, yeni tanıştığı gizemli melez kardeşler ona destek mi olacaklar köstek mi?
Titanların efendisi Kronos en büyük tuzağını kurdu, tanrıları ve melezleri bekliyor! Serinin bu üçüncü kitabında Percy bugüne kadarki en korkunç gerçekle yüzleşiyor: Titan’ın Laneti. Bu lanete sadece çok güçlüler karşı koyabilirler, peki Percy bunu başarabilecek mi?
Titan’ın Laneti’nde olaylar Percy ve arkadaşlarının kamp için melez kurtarma operasyonu sırasında bir canavarla karşılaşmaları ile başlıyor.
Canavar -ki kendisi bir mantikor- Percy ile yanındakileri köşeye sıkıştırıyor ancak tam o anda hiç beklemedikleri bir yardım geliyor, Av Tanrıçası Artemis ve tamamı kızlardan oluşan avcı grubu. Gelişen olaylar sonucunda Artemis ve Annabeth kendisine General diyen ve Olimposluları yok etmeye ant içmiş olan Kronos’un baş yardımcısı olan bir diğer Titan tarafından kaçırılıyor. Percy ve arkadaşlarının bu kitaptaki görevi ise Ay Tanrıçası ve Annabeth’i kurtarmak.