Orhan Pamuk’a Satmak İstediğim Roman - Tugay Kaban - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Orhan Pamuk’a Satmak İstediğim Roman – Tugay Kaban

Orhan Pamuk’a Satmak İstediğim Roman – Tugay Kaban

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2021
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 72
Yazar: Tugay Kaban

1.012 Kişi Tarafından Görüldü

Alışılmışın dışında yazılmış, hatta bir çok farklı yazım şekli kullanılmış, çokça düşündüren, araştırmaya sevk eden, beyin jimnastiği yaptıran türden bir kitap.

 

“Sevgili Orhan Bey. Bu size yazdığım beşinci mektup. Evvelki dört mektubumu henüz okumadığınızı sanıyorum. Size ulaştığını biliyorum. Sizden tekerrüren, bana cevap verme zahmetinde bulunmanızı istirham edeceğim. İlk mektubumda zikrettiğim şeylerin cevaplarını, neden bilmiyorum, yalnızca sizden öğrenebileceğimi düşünüyorum. Bir roman yazmak istediğim konusunda hâlâ ısrarlıyım! Toplumumuzun bütün meselelerini ve biçimlerini yoğuran bir roman!”

 

Bir yazar kendisinin gölge yazarı olabilir mi? Orhan Pamuk’a bir roman satmak için neler yapılmalı? Mektup yazmanın artık ne kıymeti var? Roman okumak bu devirde ne kadar önemli olabilir? Bir roman yazmak için bir yazara ihtiyaç var mıdır? İnsanın yazar olması için bir şeyler yazması gerekir mi? Bu soruların cevaplarını başka kitaplarda bulabilirseniz, bu kitabı okumanıza gerek yok.

 

Kitabın içerisinde bir karakter var fakat bu kim belli değil. Yazar mı? Yoksa tuttuğu gölge yazar mı? belkide okuyucunun kendisidir. Bilemiyorsunuz, burada baya karmaşıklaşıyor. İçeriğin büyük bir bölümünde roman yazmak isteyen karakterimiz, Orhan Pamuk’tan yardım istediği mektuplar yazıyor.

 

Bu roman için kurduğu hayalleri, yazdığı metinleri anlatarak; doğru yolda olup olmadığını, nasıl devam etmesi gerektiğini v.s. şeklinde destek ve cevap bekliyor. Bunun dışında farklı bölümleri de mevcut.

 

Düşündüren, sorgulatan, hatırlatan çok ince nüanslı tümceleri usta bir satranç oyuncusu gibi kurgulamış. Yetmemiş; metnini muazzam bir aritmetikle dile getirmiş. Bunu yaparken de gelenekçi anlatıyı esas alıp işleyişi revize etmiş. Bu da yetmemiş, metni parametrelere ayırmış.

 

Konusu durağan gibi görünen “Bir yazar kendisinin gölge yazarı olabilir mi?” sorusundan hareketle, “Roman neden ve nasıl yazılmalıdır?” dilemmasına okurunu dahil ederek çok bilinmeyenli bir denklem oluşturmuş.

 

Böylece tıpkı denklemlerin çözümünde bilinmeyene verdiğimiz değer  gibi okuyan her bir kişi, işlevi değiştirilen cebirsel bir simge, belki bir sayı ya da belki o denklemin katsayılarına giren nicelikler olabilirler.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.