
Vahşi bir adamın en büyük sığınağıydı dağlar…
Ve dağlar kadar ıssız olan yüreği fethetmek istememişti zamanla yarışan kadın.
Bir insanın kâbusundan kaçarken sığınabileceği en iyi yer,
merhamet dolu bir bedenin gölgesi olmalıydı.
Peki yüreği buz tutan adam,
yaralı geçmişiyle onlara güvenli bir liman olabilir miydi?
Yavaş yavaş hayatından geçmişini silmemek için mücadele veren Yağmur’un tek istediği,
ailesini güvene alabilmekti.
Ve onları hayatında istemeyen adamın taşıdığı geçmişin yakıcı izleri,
ikisinin bir arada kalmasını imkânsız hale getirmekteydi.
Taş gibi bir yüreği ıslatacak tek şey ise sadece sevgiydi.
Peki sevgi her zorluğun üstesinden gelecek kadar güçlü bir his miydi?
Özet
Yağmur, elinde yırtık bir fotoğraf ile Rüzgar Karalı’dan yardım istediğinde kızı ve sevdikleri için güvenli bir hayat kurmak için çabalıyordu. Tek derdi o fotoğrafta ki eksik kişiyi bulup emanetini teslim edip, gözünün arkada kalmamasıydı. Ama Rüzgar Karalı bu ondan bilgi almak öyle kolay mı?
Tek bir şartı vardı. Altı ay boyunca göndereceği yerde kahya olarak çalışacak ve ev sahibi onu kovsa bile asla o evden ayrılmayacak. Başka çaresi olmayan Yağmur, kızı Çiçek, ablası gibi sevdiği Mahru ve kız kardeşi Ayrin ile düştü yollara. Peşinde de kocası Hakan…
Bir gece yarısı vardılar, Siyah köşke… Adı gibi korkutucu bir yer. Sahibi daha da korkutucu bir Karanlıklar Lordu.
Kitap için sağolun Müjde aklanoglu ‘ nün edep çiçeği,kime niyet kime kısmet ve Araftayim kitabını yayınlar mısınız