Kusursuz Kadının Peşinde, dünyaca ünlü psikiyatr Vamık Volkan’ın analiz öykülerinden biri.

Kitap genel itibariyle çocukluk döneminde yaşanılan  olayların  insan geri kalan yaşamına nasıl izler bıraktığını inceliyor. Yaşadığımız onca acının, başarısızlığın ve korkunun çocukluk döneminden aldığımızı  ve çocuğun gelişmesinde sevgi ve şefkatin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.

Bu kez terapi koltuğunda, yaşamı boyunca “ideal” kadını aramış 57 yaşındaki başarılı işadamı Hamilton var. Vamık Volkan, kitapta Hamilton adıyla andığı analizanıyla, Beş yıldan uzun süren analiz öyküsünün tümünü detaylarıyla anlatıyor.

Ailenin üçüncü çocuğu olan Hamilton sadece on sekiz ay boyunca evin bebeği olarak kalabiliyor. Annenin on sekiz ay arayla iki bebek daha dünyaya getirmesi; anne memesinden, sütünden bebek Hamilton’un mahrum kalması ve sonunda da annesinin uzunca bir zaman süren lohusa depresyona yakalanmasıyla Hamilton ilk reddedilmişliği, ilgisizliği, sevgisizliği tatmıştır.

Dört yaşındaki küçük adam bir kez daha terk edilmişti. Görünene göre kimse de dadının gidişinin Hamilton’nun  kalbinde açtığı yarayı görememişti.

Hamilton ve ağabeyi “işkence odası” adını verdikleri oda da babası tarafından kayışla işkenceye maruz kalıyordu. Bu işkenceler yüksek ahlaklı çocuklar olmalarının gerekliliği olarak görülmekteydi. Annesinin bu şiddete sessiz kalışı, kimi zamanda babayı şiddet uygulamaya teşvik etmesi anneye karşı öfkeyi duymasına neden oluyordu.

Kusursuz Kadının Peşinde, daha önce okurlarla buluşmuştu. Genişletilmiş bu basımı diğerlerinden ayıran, meslektaşı J. C. Fowler’ın Vamık Volkan’la yaptığı, öykü boyunca süren ve analize ışık tutan söyleşisi.

Kitap: Psikanaliz sürecinin neleri ortaya çıkardığını ve insan yaşamını nasıl değiştirdiği ortaya koyan bir kaynak.

Bizlerin yaşamıyla da bağ kurarak hayatımızı gözden geçirmemizi sağlayan, çocuklarımıza “işkence odaları” yaratmamamız için bir uyarı.

Sadece bireysel geçmişimizin değil, tarihsel olayların da öznel yaşamımızı etkilediğini gösteren bir örnek.

“Bir insan yıllarca, haftada dört kez bir psikiyatra neden gider”in yanıtı.

Psikiyatri öğrencileri ve meraklıları için, usta bir psikiyatrın analiz sürecinde nasıl davrandığını, nelere dikkat ettiğini, analizanıyla nasıl bir ilişki kurduğunu gösteren doğru bir kaynak.

“Umarım benim gibi, okur da Hamilton’un iyileşmek için büyük cesaretle verdiği savaşıma hayran kalacak ve duygulanacaktır.”

Psikiyatristlerin ve Psikologların çok faydalanacağı bir kitap olmakla birlikte psikolojiye ilgi duyanların da severek okuyabileceği bir kitap.

Günlük iletişimlerimiz içinde bir çok farklı insanla muhatap olduğumuzu düşünürsek- ki bunlar sınırda kişilik de olabilir “bu iş psikologların” diyerek onlara iletişimi kapatamayız.

Hiç olmazsa karşımızdakini dinlemesini öğrenerek bile bir çok insana yardımcı olabiliriz..