Kar Kokusu - Ahmet Ümit - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Kar Kokusu – Ahmet Ümit

Kar Kokusu – Ahmet Ümit

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: Şubat 2013
Eklenme: Ocak 23rd, 2019
Dil: Türkçe
Sayfa: 288
Yazar: Ahmet Ümit

1.181 Kişi Tarafından Görüldü

farklı ülkelerden (Türkiye,Afganistan,Lübnan, Nikaragua, Brezilya ) Sovyetler Birliği’ne ( Moskova- Kurkino Köyü) gelen devrimci gençler burda Uluslararası Leninizm Enstitüsü’nde eğitim görmekte CIA, MOSSAD ve MİT takibinden uzaktalar ama aralarında bir KÖSTEBEK var.

 
Ben yine katili teşhis edemedim, üstelik katil :“Katil benim, ben öldürdüm Mehmet’i “notu bırakıp intihar edince bile inanmadım ona.


“Bir kadını artık sevmeyebilirsin ama çocukluğunun geçtiği kentin senin için anlamı olmalı. Orası kişiliğimizle, kimliğimizle ilgili şifreler taşıyan bir yer.Yaşadığın, yaşayacağın bir sürü olayın ipuçları oradaki sokaklarda, binaların içinde saklı. İster farkında ol, ister olma.

Yarı otobiyografik bir roman. Sovyetler Birliği henüz dağılmamış. Türkiye’de askeri diktatörlüğün en karanlık günleri. Moskova’daki uluslararası okulda eğitim gören Türkiyeli devrimciler.

Askeri diktatörlüğün istihbaratçıları onların peşinde. Ve karlar üzerinde bir cinayet. Cinayet sorgusuyla başlayan iç hesaplaşma. Hayatın anlamı nedir? Gerçeği kim temsil ediyor? Sadece Türkiye Komünist Partisi’nin değil, uluslararası devrimci hareketin bir dönemine de farklı bir bakış.

“Mehmet koruluğun sınırındaki dereye geldiğinde, Leonid yine yaklaşmıştı pencereye. Ama Mehmet onu görmedi. Gözleri geçeceği derenin üzerindeki küçük köprüye takılmıştı, yerler buzdan parıldıyordu. Köprüye doğru bir adım atmıştı ki, ayağı kaydı. Düşmekten son anda tahta korkuluğa tutunarak kurtuldu.

Doğrulup yeniden yürümeye başlayacaktı ki, arkasında birinin varlığını hissetti. İrkilerek başını çevirmeye çalıştı ama geç kalmıştı; derinden gelen bir ses duydu, aynı anda sırtında şiddetli bir darbe hissetti; hızla öne savruldu ama elleri hâlâ korkuluklarda olduğu için yere düşmedi.

Başını çevirip vuranı görmek istedi, başaramadı. Bakışları usulca aşağı, göğsüne kaydı, hiçbir şey göremedi. Ama sırtındaki ağırlık hissedilmeyecek gibi değildi. Birkaç saniye ayakta kaldı, başı dönüyor, kusmak istiyordu. Engellemek istedi, başaramadı, ağzından koyu bir sıvının boşaldığını fark etti.

Elleri korkuluktan çözüldü, yüzüstü yere yıkıldı. Düşerken başını köprünün buzlanmış tahta döşemesine çarpmıştı, ama hiç acı duymuyordu. Yalnızca hızla uzaklaşan birinin ayak seslerini işitti.”

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.