Kaos'un Kutsal Kitabı - Albert Caraco - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Kaos’un Kutsal Kitabı – Albert Caraco

Kaos’un Kutsal Kitabı – Albert Caraco

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2016
Eklenme: Ocak 15th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 88
Yazar: Albert Caraco

390 Kişi Tarafından Görüldü

Yirminci yüzyılın son kâhini Albert Caraco’dan tüm insanlığa bir lanettir Kaos’un Kutsal Kitabı.

 

Nietzsche’den bu yana hiçbir filozofun gösteremediği yıkıcı gücü taşıyan, bir münzevinin kendisine “rağmen” kültleşen metni…

 

Soğukluğu, doğrudanlığı ve berrak karamsarlığıyla eşsiz, bir “nesnellik fanatiği”nin bedduası…

 

Üremeye, üretmeye ve tüketmeye bir reddiye; şehirlere, beton katmanlarına, budala politikacılara, böcekleşmiş yığınlara, gökten firar etmiş tanrılara bir lanet…

 

Çağın ender münzevi düşünürlerinden birinin kaleminden yoğun, sert, kehanet dolu, provokatif ve karanlık bir metin.

 

özet

 

Albert Coraco, kitap’da bir düşünce yönelimine gitmemizi istemiş. Gerçekçilik ve gerçeği yorumlamak. Albert Coraco, gerçeğin bir gün bizi ezip geçeceğinden emin. Kendimize ait yaşama koşulları, yaşam için ihtiyaçlarımız, yaşamak için kurullarımız ile kanunlarımız, doyumsuz isteklerimiz ile arzularımız var. Ancak hepsinden öte ve yüce bir güç var. Doğa. İnsanoğlu ne kadar yücelirse yücelsin, ne kadar güçlenirse güçlensin ve ne kadar bilgilenirse bilgilensin doğanın önünde hâlâ bir hiçtir. Daha öteye gidemez. Hangi insan doğanın kanunu değiştirebilecek güçtedir?

 

Hangi insan doğanın etkilerinden sıyrılabilir?- Gücünü kontrol altına alabilir?

 

Hiçbirimiz. Bir araya gelsek de yapamayız. Sorun da tam olarak burada. Bizler çok kibirli varlıklarız. Acizliğimizi hiçbir şekilde kabul edemiyor ve gerçeği yadsıyoruz. Sonra sanrılı düşünceler ile isteklerimizi birleştiriyor ve tahrip etmeye başlıyoruz.

 

Neyi tahrip ediyoruz?

 

Önce çevremizde ne varsa onu. Çünkü, bizim gücümüz de kendimiz gibi iki yüzlüdür. Asla özüne direkt etki etmiyor. Etrafında etki edecek bir şey kalmadığında ancak yok edici gücü kendine yansıyor.

 

Bu ve buna benzer sanrılı durumlarla doğanın karşısındaki acizliğimizi, anlık ve geçici güçlerle yadsıdık. Bir balta ile ağacı kestik, ormanlardan güçlü olduk. Boklarımızı nehirlere akıttık, okyanuslardan güçlü olduk.

 

Hayvanları katlederek kürklerini giydik, hava durumlarından ve soğuktan güçlü olduk. Binalarımızı her yere diktik, topraktan güçlü olduk. Diğer tüm canlıları isteklerimiz için yaşattık veya öldürdük, hepsinden üstün olduk. Hepsini yendik. Ama yine de gücümüzü yetersiz bulduk. Sonra parayı ve sınırları bulduk, insandan güçlü olduk. İşin Tanrısal ve yüce boyutuna girmiyorum.

 

Ancak orada da söylenebilicek çok şey var. Her neyse, kısacası her şeyden güçlü olduk. Fakat yenemeyeceğimiz bir şey olduğunu o zaman fark ettik. Ölüm.

 

“Dünya çirkin, giderek daha da çirkinleşecek, ormanlar balta darbeleriyle yok oluyor, her yandan şehirler her şeyi yutarak yükseliyorlar, çöller her yerde yayılıyor, çöller de insanın eseri. Toprağın ölümü şehirlerin uzağa yansıyan gölgesidir, şimdi buna suyun ölümü de ekleniyor, sırada havanın ölümü var, ama dördüncü element olan ateş, diğerlerinin intikamını almak için varlığını sürdürecek; bizler, sıramız geldiğinde, ateşle öleceğiz.”

 

▁ ▂ ▄ ▅ ▆ ▇ █ ÜCRETSİZ İNDİR █ ▇ ▆ ▅ ▄ ▂ ▁

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.