Cemile - Cengiz Aytmatov - PDF E-EKİTAP ÜCRETSİZ Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Cemile – Cengiz Aytmatov

Cemile – Cengiz Aytmatov

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2019
Eklenme: Ocak 18th, 2024
Dil: Türkiye
Sayfa: 178
Yazar: Cengiz Aytmatov

3.597 Kişi Tarafından Görüldü

“İşte şimdi burada, Villon’un, Hugo’nun, Baudelaire’nin Paris’inde, kralların ve devrimlerin Paris’inde, ressamların yüzyıllık Paris’i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris’te Werther, Bérénice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile’yi okudum.

Roméo Juliette, Paolo ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiçbiri gözümde değil, çünkü ben ikinci dünya savaşının üçüncü yılı yazında, 1943 yılının o Ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde Zahire arabaları ile giden Danyar ve Cemile’ye, bunların hikâyesini anlatan küçük Seyit’e rastladım.”

Aytmatov’a ilk büyük şöhretini kazandıran Cemile, bir çoklarınca en güzel aşk hikâyesi olarak değerlendirilmiştir. Gerçekten de Cemile, aşk ve tabiatın çocuk dikkat ve masumiyetiyle sunulduğu şahâne bir duygu tablosudur. Ayrıca töre ve çevre şartlarının insan unsurlarıyla ilişkileri açısından da olağanüstü bir hikâyedir.

Cemile Kitap özeti

O basit çerçeveli küçük resmin yine karşısındayım işte. Köye gidiyorum yarın sabah; resme uzun uzun, dikkatle bakıyorum, yolculuk için bana bir şeyler söyleyecek sanki.Resim sergilenmedi. Üstelik, köyden akrabalar gelince hemen kaldırıyorum onu, saklıyorum. Sanat eseri sayılmaz gerçi, ama utanılacak bir şey de değil. İçindeki toprak kadar yalın.

Arkada soğuk bir sonbahar göğü çizili; ötelerde, sıradağlar üstünde kaçan bulutları kovalayan rüzgar. Önde, kurumuş pelinlerle kaplı bozkır, son yağmurlarla ıslanmış, kararmış yol; iki yanında kırık çalılar. Çamurlu yolda iki yolcunun ayak izleri durmakta. Yol uzaklarda silinip giderken izler de belirsizleşiyor. Birer adım daha atsalardı, çerçevenin arkasında kaybolacaklardı sanki.

Küçük anam iyi, saygılı, uysaldı; hendek kazmada olsun, tarla sulamada olsun, gençlerden geri kalmazdı. Kader, hamarat bir gelin vermişti ona. Cemile, tam ona yakışır bir kızdı; yılmak nedir bilmezdi, canlıydı, dipdiriydi. Cemile’yi severdim. O da beni severdi. Yakın arkadaştık, ama birbirimizi ilk adlarımızla çağıramıyorduk.

Ayrı ailelerden gelseydik,hiç çekinmez, Cemile derdim ona. Ama ağabeyimin karısı olduğu için ben ona yenge, o da bana kiçine bala, yani küçük çocuk demek zorundaydık. Küçük değildim, yaşlarımız arasında pek az fark vardı.

Cemile hırsla döndü. Gidiyorsa gidiyor!
İşim kalmadı da sana mı yüz vereceğim?
Yüz yıl dul kalırım da senin gibiler-in  suratına bile tükürmem midemi bulandırıyorsun!
Savaş olmasaydı, kimse selam bile vermezdi sana! Osman, sırıtarak, İyi ya işte!
Savaştayız, kocanın kamçısını yemediğin için kuduruyorsun! dedi.
Ah, benim karım olacaktın ki sen… başka türlü konuşurdum.

 

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.