Susuz, verimsiz ve kurak toprakları olan bir köyün ağasına ait tek verimli meyve bahçesinde, Ali ve Polat adlı iki arkadaşın bir şeftali çekirdeğine can verme hikayesi…
Şimdi iyi dinleyin! Küçük şeftali ağacı size hikayesini anlatacak, kulağınız onda olsun. Hiç ses çıkarmayın!
Aradan ne kadar zaman, kaç yıl geçti, bilmiyorum. Bahçıvan benim şeftalilerimden hiç yiyemedi ve asla da tadına bakamayacak. Bir tane şeftali için bana yalvarabilir, beni korkutabilir, ne bileyim, hatta testeresiyle beni kesebilir bile. Ama ona hiç şeftali vermeyeceğim! Ona asla boyun eğmeyeceğim!
Hem büyüklerin hem de küçüklerin başucu kitaplarından biri olacak bir Samed Behrengi klasiği!
Kitabın kısa Özeti
Bir zamanlar bir şeftali iken bahçıvan onu ağanın evine götürür. Ağanın kızı onu yere atar. Bahçıvan dönerken bu şeftaliyi yere düşürür fakat düşürdüğünün farkında olmadan yoluna devam eder.
Yere düşen şeftali yarılmıştır.Tam bu sırada karınlarını meyve ile doyurmaya gelen Ali ve Polat isimli iki köylü çocuğu bu şeftaliyi görüp sevinir. Şeftali de onların kendisini yemesini istemektedir. Şeftaliyi yerler. Şeftalinin çekirdeğiyle ilgili de bir plan yaparak onu ekmeye karar verirler. Böylece köyün en verimli ve güzel bağının yanına bahçıvandan gizlice şeftaliyi dikerler.
Şeftali bahar gelince uyanır ve gelişir. Ali ve Polat da şeftalinin meyve vereceği günün hayalini kurarak sık sık kendisini ziyaret ederler.
Zaman içinde iyice büyüyen şeftali de meyvesini onu dikenlerin yemesini istemektedir. Bir gün Polat şeftalinin yanına tek başına ve üzgün bir şekilde gelir. İkisini sürekli birlikte görmeye alışan şeftali bu yeni durumun nedenini öğrenmek ister. Ali yılan sokması sonucu ölmüştür.