Ailesi tarafından sevgiden mahrum bırakılan Victoria kendini leziz yiyeceklerin dünyasına kapatır ve gerçek hayatta sahip olamadıklarını bu şekilde unutmaya çalışır. Bütün erkeklerin peşinde koştuğu kız kardeşi Gracie ise son derece alımlı, çıtı pıtı bir kızdır.
Victoria hiçbir zaman aşkı tadamayacağını, diğer insanlar gibi mutlu bir hayat süremeyeceğini düşünürken hayata yeni bir şehirde başlangıç yapmaya karar verir. Belki de minicik değişiklikler mutluluğa ve gerçek aşka giden kapıyı açacak anahtarlardır…
Tüm yanlış yiyeceklerin dondurma ve büyük boy yardımları ona rahatlık verir, ancak yalnızca kısa bir süre için. Bildiği tek şey, evden uzaklaşması gerektiği ve Chicago’daki üniversiteden sonra New York’a taşındığıdır.
Lise öğretmeni olarak hayalindeki işe girmek, Victoria öğrencileriyle çalışmayı sever ve spor salonunda kilosuna savaş açar. Ebeveynleriyle olan gerginliğe rağmen, Victoria küçük kız kardeşi Grace’e yakın olmaya devam ediyor.
Görünüş olarak daha farklı olamasalar da birbirlerini koşulsuz severler. Grace, narsist babalarının birebir kopyası olan bir adamla nişanlandığını açıkladığında, Victoria kız kardeşinin gelecekteki mutluluğu için endişelenir ve kendi erkeği olmadığı için bir kez daha başarısız gibi hisseder.