Bazı Yollar Yalnız Yürünür - Özgür Bacaksız - PDF E-Kitap Oku, İndir

Aim for the task of upscalerolex.to desires.

Bazı Yollar Yalnız Yürünür – Özgür Bacaksız

Bazı Yollar Yalnız Yürünür – Özgür Bacaksız

Lisans / Fiyat: Ücretsiz
Yıl: 2018
Eklenme: Ocak 17th, 2024
Dil: Türkce
Sayfa: 144
Yazar: Özgür Bacaksız

60.180 Kişi Tarafından Görüldü

Kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur.

Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.

Hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur.

Mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur.

Kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur.

Nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur.

İnsan hayatına olan saygısızlığı bir övünç madalyası gibi, gurur mekanizması gibi görenlerden uzak dur.

Kelimeleri özenle seçmeyen, her cümlesi biat olan, her sözcüğü toz olandan uzak dur.

Sesinin tonu kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur.

Çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün.

Bazı Yollar Yalnız Yürünür, konuya ilişkin özlü sözlerle giriş yapılan kısa yazılar ve bu yazılar arasını dolduran resimlerle süslenmiş bir kitap. Hayata dair pek çok konuda kısa fikirler beyan eden yazar, felsefi bir vurguda da bulunuyor. Akıcı ve sade bir anlatımı mevcut.

Felsefe’nin etkin bir şekilde yer aldığı deneme tarzındaki yazılar, insana ve hayata dair söylemlerden oluşuyor. Gerçeklik, mutluluk, sevgi, yalnızlık, bilgi, vazgeçmek ve daha pek çok konuda yazılmış yazılar bilginlerden alıntılanan kısa hikaye ve sözlerle zenginleştirilmiştir. Albert Camus, Einstein, Kafka, Sokrates, Aristoteles, Halil Cibran, George Orwell gibi isimler bunlardan bazıları.

Felsefeyi, “bir şeyin ne olup ne olmadığını gösteren sihirli bir ayna” olarak tanımlayan yazar, düşüncenin de sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için felsefeyi bir çözüm aracı olarak görmektedir.

Bazı şeylerden uzaklaşmak da gerekmektedir. Umudu öldürenlerden, kitapsızlıktan, mutluluk önüne engel olarak duranlardan, nefret besleyenlerden uzaklaşmalıdır insan. “Çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen ona dönüşürsün.”

Yalnızlık kötü olarak da anılmaz her zaman. Bazen bir gerekliliktir de.

Ve insan başkalarına yardım etmediği sürece yapayalnızdır.

Ölüm ansızın gelecek olan bir gerçekliktir. Bununla birlikte ölümün tek kötü yanı, insanın henüz kendisini tanıyamadan ona gelmesidir. Bu yüzden insan henüz ölüm kendisine gelmeden tanımalıdır kendini. İnsanın içindekileri dile getirmesi de yüce bir görevdir.

Bir şey kaybedilemeye yakın anlarsa daha çok sevilir ve ona daha çok bağlanılır. “Kaybetmek ise acıdır, sevdiğin şeyi kaybetmek acıdır. ”

İnsanın akıntıya karşı kürek çekecek gücü olduğu halde bunu yapmaması zayıflıktan ya da başaramamaktan değildi. Umutsuzluktan da değildi. Vazgeçtiği için yapmıyordu bunu insan. İçinde hiçbir şey yapma isteği duymadan bekliyordu insan.

Büyük başarılar için insanın risk alması, gerçekleşmeyen bazı şeylerin şansa dönüşebileceği, farkında olmak, kalabalıklardan sıyrılıp kendin olmak, sessizliği erdem olarak görmek, kendini tanımak, bilgiyi ve acıyı paylaşmak, seyahat etmek gibi bazı konuları içermektedir Kitap.

Dost, uzakta dahi olsa yakındaki bir arkadaştan daha çok yakın gelendir. Uzakta da olsa aranılır.

Mutluluk da öyle  uzakta değildir aslında. Bazen sokaktaki bir kedinin gülümsemesi, bazen oltaya takılan bir balıktır. Bu yüzden kötülüğe aldırmayıp küçük şeylere sığınmalıdır insan. Çünkü umut da tam oradadır.

Dışarıda olanlar da önemsizdir kendini bilen insan için. İnsan önce özüne dönüp içindeki Kokuşmuşluğu görmelidir. Esasında ölümün tek kötü yanı da işte insanın bu kendi kendinin farkına varamadan kendisine ulaşmasıdır.

İnsan illa ki sevecektir günün birinde. Ama sevdiği zaman, sevdiği kişiye yardım etmelidir, ona yanında kalabilmesi için sebepler vermelidir. ” sevgi budur, gidene, dönene, kalana yol ortasında yardım etmek.” Kötü olandan kaçmak da lazımdır. Zalimin yanında olmamak, ama zalime, adaletsizliğe de kayıtsız kalmadan tüm kötülüğü içinde eritmelidir insan. “Tüm küfürleri bilip kullanmamak gibi.”

Platonun bir hikayesinin yer aldığı bölümde Platon, felsefi konuşmaları sevmektedir ve onun için zevkli olan konuşma da budur. İnsan muhabbet ehlinin halkası olması ve boş olan konuşmalardan da uzak durmalıdır. İnsan kendini tanımalıdır da. İçinde olanı bilmeli ve onu duymalıdır.

Tolstoy’un kısa bir hikayesinin yer aldığı bölümde bir balıkla bilgenin hikayesine yer verilir. Balık, karada insanlar gibi yaşamak istemektedir. Bunun içinse bir bedel ödemelidir. O da bir daha asla yüzemeyecek olmasıdır. Balık bunu kabul ederek karada yaşamaya başlar. Fakat çok geçmeden sağanak halinde yağan bir yağmur sonrası boğularak ölür. Tıpkı bunun gibi insan içinde gerçekler, alışkanlıklar her an değişebilir. İnsan da bunun farkında olmalıdır.

Öğrenmeyen, öğrenmeyi istemeyen insan da boştur ve yanlış yoldadır.

Bizlere destek olmak için Lütfen Yorum Yapınız.