Cihangir ile İnci’nin duygusallık ve aksiyon dolu macerası, “Baytar Hanım-2” ile ateş harlanarak devam ediyor. Serinin son kitabı olduğu için, yazarımız Meryem Soylu’yu ikinci romanda daha aktif gördüm. Bu aktiflik, romanın tüm kurgusunda ve cümlelerinde hissediliyor.
Cümlelerinin naklettiği duygular, sanki somut bir olguya dönüşüyor ve okurken bizi kucaklıyor. Soylu’nun kaleminde kah kahkahalarla gülüyoruz, kah cümlelerin olgunluğu bizi hüzünlendiriyor. Yine tüm süslerden uzak, günlük konuşma dilinde ve yalın bir roman karşımızda…
İnci’nin sır kadın Ezel’in fotoğrafını görmesiyle başlıyor. Cihangir bu incir çekirdeğini doldurmayacak sorunu çözer. Ancak çifte kumrular, daha pek çok şekilde sınanacaktır. Aşkları artık yavaş yavaş bir sonraki aşamaya geçmek için demlenirken İnci için asker sevmenin ne kadar zor olduğunu daha da iyi anlarız. Cihangir’in gittiği uzun görevler,
İnci’nin ömründen ömür almaktadır. İnci’nin köpeğini tedavi etmesiyle tanıştığı Alex, Cihangir’in zaafını artık öğrenen ve ondan intikam almak isteyen düşmanları, İnci’yi geri isteyen Tuna ve kızlarını zerre düşünmeyen İnci ‘nin ailesi çiftimize pek çok sıkıntı yaşatır.
Çiftler birbirlerine benzer derler ya, İnci hepsinde taş gibi sağlam durur. İnci’nin ailesi kızlarının askerle evlenmesini istemez, onların planı damat olarak Tuna’yı görüp zenginliklerine zenginlik katmaktır.
İstanbul bölümünde her şey bitti sanılır, ancak İnci’nin söyleyecek son sözü vardır.
Tüm bunların yanında İnci’nin kuzeni Arya ilr tanışırız, o da İnci ve arkadaşı Burçak gibi bir askere, Akın’a gönlünü kaptırır.