2 Kasım 1917 tarihinde İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un Baron Walter Rothschild’e gönderdiği ünlü mektupta şu ifadelere yer veriliyordu:
“Majestelerinin Hükümeti Yahudi halkı için Filistin’de ulusal bir vatan oluşturulmasını olumlu görmekte olup, bu amacın gerçekleşmesi için elindeki tüm imkânları kullanacaktır…” Tarihe Balfour Deklarasyonu olarak geçen bu metin, hazırlayanlarının bile öngöremediği bir dizi olayı tetikledi, yeni bir Ortadoğu’ya ve bitmek bilmeyen sorunlara giden yolu açtı.
Birinci Dünya Savaşı’nın en karanlık günlerinde hazırlanan Balfour Deklarasyonu’nun gerisinde İngiliz emperyalizminin bölgedeki çıkarları, Avrupa başkentleri arasında mekik dokuyan diplomatlar, ajanlar, askerler, Araplar ile Siyonistler arasındaki çekişmeler ve pazarlıklar yatmaktadır.
Ünlü tarihçi Jonathan Schneer, tartışma yaratan eseri Balfour Deklarasyonu’nda, bu karanlık günlerin bilinmeyen öyküsünü anlatıyor.
Londra, 2 Aralık, 1917: soğuk, yağmurlu, rüzgârlı1 bir gün: Britanya’mn çamura saplanmış bir savaştan beklentilerine uygun, kasvetli bir hava,îtalyanlar daha birkaç gün önce Caparetto’da öylesine eksiksiz bir felaket yaşadılar ki, sanki savaştan bütünüyle çekileceklermiş gibi görünüyor.Daha bir ay önce Petrograd’da yönetimi ellerine geçiren Bolşevikler ülkenin Almanya’ya teslimini görüşmeye hazırlanıyorlar.
Batı Cephesi’nde İtilaf ve Alman birlikleri birbirlerine büyük kayıplar verdirirken, ufukta savaşın bir sonu ya da çıkış noktası görülmüyor. Oysa Almanlar yeni birdev saldırı için toparlanıyorlar,
Amerikalılar dengeyi Almanya aleyhine bozmaya yetecek sayıda asker göndermeden savaşı kazanmak niyetindeler. İngiltere ve Fransa’mn ayakta kalacak kararlılığı ve imkânları birşekilde yaratması gerekecek.Yağmura, rüzgâra ve genellikle korkunç savaş haberlerine rağmen Strand yakınlarında, Kingsway üstünde gözleri parıldayan kadın ve erkekler akın akın Londra Opera Binası’na akıyor.
Loca katlarını, oditoryumu, salonları, bekleme mekânlarım, fuayeyi, hatta koridorları doldurmuşlar. İki bin yedi yüz kişiyi ağırlamak üzere tasarlanmış görkemli bina ağzına kadar, hatta daha da fazla dolu. Dışarıda, sokakta şemsiyelerinin altında bekleşenler var. Bir yere ayrılmayacaklar.